Modern hayatın beraberinde getirdiği rutinler beynimizi her geçen gün daha da yoruyor ve ortaya dijital stres denilen sıkıntı çıkıyor. Yorulan beynimizi bir de bilgisayar karşısında oturarak zorluyoruz. 1960 yılında medya tüketimimiz 5 saati geçmezken,  2010 yılında bu rakam 12 saate yükseldi. Online olma süreleri her yaş grubunda artış gösteriyor. 1995 yılında online olan yerişkinler sadece %10’du. 2011 yılına geldiğizde bu oran %78’e, 13 ila 19 yaş arası gençlerin online olma süresi de %95’e çıkto. Bu oranların sahibi insanların %61’i de internete bağımlı olduklarını kabul ediyor.
Yükselen teknoloji, beraberinde getirdiği cihazlarla da bizi meşgul etmekte. Cep telefonları da en başından beri en çok kullanılan aygıt konumunda fakat en büyük ivmeyi yakalayan dizüstü bilgisayarlar, 2006’dan 2011 yılına gelindiğinde %30’luk bir artış gözleniyor. Ortalama bir bilgisayar kullanıcısı bir gün içinde 40 web sitesi geziyor. Bir saat içinde, 36 kere program değiştiriyor. Bu da demek oluyor ki kullanıcı, her iki dakika içinde başka bir görev veriyor.
Araştırmaya göre, akıllı telefonlar, cep telefonları ve bilgisayarlar beynin herhangi bir eyleme konsantre olmasını veya tüm dikkatiyle odaklanmasını zorlaştırıyor. İki parçadan oluşan beynimiz iki görev için yaratılmış. Üçüncü bir eylemde beynin konsantresi paylaştırılarak kullanılıyor. Bu neden diğer üçüncü eylem oldukça yavaş ve aksaklıklara uğrayarak devam etmeye çalışıyor.
İnternet tarayıcısı Mozilla Firefox tarafından yayınlanan raporda, kullanıcıların %25’i üçten fazla sekme açıyor, %50’si ise 2.38. Bu oranlar, beynimizi fazla zorladığımız anlamına geliyor, yani beynimize zarar veriyoruz.
Ne yapmalı?
Her gün elektronik cihazlara ayırdığınız vakti azaltarak dijital stresten uzaklaşabilirsiniz. Online olma sürenizi azalttıkça ve offline hayatınıza daha fazla vakit ayırdıkça dijitalin yarattığı stresi ve mental yorgunluğu azaltabilirsiniz.Onlineuniversities.com tarafından yayınlanan infografikte yukarıda sizlere sunduğumuz verilere ve daha fazlasına göz atabilir, dijital stresin beyninize etkilerine şahit olabilirsiniz.

İlgili Aramalar:infografik , dijital stres 
Facebook halka arzının ardından yatırımcılarına yaşattığı hayal kırıklığının etkilerini ortadan kaldırmak ve ortaklarını canlı tutmak için gelir modelini geliştirmeye yönelik bir politika izliyor. Diğer yandan Google’ın reklam gelirlerinde Facebook’un oldukça önünde olması şirketi yeni servisler üretmeye zorluyor.
Dün Geliştirici Blogu’ndan bir açıklama yayınlayan Facebook, ödeme hizmetleriyle ilgili iki yeni güncelleme yaptığını duyurdu. Uygulama geliştiricilere yönelik yapılan güncellemeler sayesinde bundan böyle abonelik ile gelir elde edilebilecek ve ödemelerde yerel para birimleri kullanılabilecek.
Facebook’taki iş modeline yeni bir alternatif oluşturacak abonelik sistemi Temmuz ayından itibaren kullanıma sunulacak. Bu sayede Facebook’ta yinelenen bir gelir akışı sağlanarak  güncel içerik veya aylık premium özellikler oluşturulabilecek. Şu anda KIXEYE ve Zynga gibi geliştiriciler tarafından test edilen abonelik sistemi hakkında detaylı birbilgi sayfası ve ilgilenenler için bir ön kayıt sayfası bulunuyor.
Bilindiği gibi Facebook kullanıcılarına bugüne kadar ödeme birimi esnekliği sunmuyordu. Facebook Credits her ne kadar ticareti kolaylaştıran bir hizmet gibi görünse de zorunluluğun kaldırılması uygulama geliştiricilerin elini rahatlatacağı kesin. Uygulama geliştiricilerinin yerel para birimlerini kullanabilmesinin yanı sıra Facebook uyguladığı %30 komisyonu almaya devam edecek.
Facebook’ta yerel para birimleri ile ödeme yapılabilmesi muhtemelen sosyal ağdaki satın alma deneyimini daha basitleştirecek ve daha fazla esneklik sağlayacaktır. Bunun aynı zamanda Facebook’u daha küresel bir kitleye ulaştıracağını söylemek de mümkün.

İlgili Aramalar:facebook,facebook ödeme,facebok kredi,facebok kredi ödeme,facebook kredi alma
Ülkemizde İzlesene, Siz.net, Zapkolik gibi video paylaşım sitelerine altın çağını yaşatan otomatik paylaşım özelliğine sosyal ağ tarafından yeni düzenlemeler geliyor. Yeni düzenleme ile birlikte uygulama sahipleri kullanıcılara, izledikleri videoları paylaşmama seçeneğini de sunmak zorunda kalacaklar.
Bunun yanında Facebook, uygulamalar için on saniye kuralı getiriyor. Makaleleri veya videoları on saniyeden az süre içinde izlerseniz/okursanız, o içerik profilinizde otomatik olarak paylaşılmayacak. On saniyeden kısa videolar için de kullanıcının tüm videoyu izlemesi gerekiyor.
Facebook otomatik paylaşım özelliğini sekiz ay önce uygulama geliştiricilere sunmuştu. Uygulamayı kullanmaya başladığınızda uygulama sahiplerine verdiğiniz izin neticesinde izlediğiniz videolar veya okuduğunuz makaleler otomatik olarak profilinizde paylaşılıyordu. Arkadaşlarınız da bu videoları izlemek için yine uygulamayı kullanmak ve dolayısıyla otomatik paylaşımı açmak zorunda kalıyorlardı. Türkiye’den ve dünyadan bir çok video paylaşım sitesi bu uygulama sayesinde Facebook’tan gelen trafiklerini katlarken, kullanıcıların tepkisi ile de karşı karşıya kaldılar. Genel tepki izlenen videoların yanında izlenmeyen videoların da paylaşıldığı yönünde idi.
Kullanıcıların bu konudaki şikayetlerinin dikkate alan Facebook, otomatik paylaşım için bir dizi kural getirdi. Otomatik paylaşımı kullanan uygulama geliştiricilerin kullanıcılara kullanım şartlarını daha net açıklaması ve uygulamaların spama sebebiyet vermemesi için harekete geçen Facebook tarafından açıklanan yeni düzenlemeyi bu linkten okuyabilirsiniz.
Bu konuda size tavsiyemiz, eğer Facebook’ta izlemek için tıkladığınız video açılmıyorsa ve sizi bir uygulama ekranına yönlendiriyorsa, uygulamayı kabul etmeden önce sizden istenen bilgileri ve kullanım haklarını dikkatlice okuyun.
kaynak:sosyalmedya.co

İlgili Aramalar:facebookda otomatik video paylaşımı,otomatik video paylaşımı,facebookda habersiz video paylaşımı,izlediğim videolar otomatik paylaşılıyor
Araştırma şirketi Pew tarafından yayınlanan rapora göre Şubat 2012 itibari ile online yetişkinlerin %15’i Twitter’ı kullanıyor. Araştırma sonuçlarına göre Twitter’ı günlük olarak kullananların oranı ise %8.
Toplam 1729 kişi ile yapılan görüşmeler sonucunda ortaya çıkan raporda, Kasım 2010 – Şubat 2012 arasında Twitter kullanıcılarının oranlarına yer verilmiş.
Kasım 2010’da internet kullanıcıları arasaında %8’lik oran Twitter kullanıyor ve %2’si de her gün düzenli olarak Twitter’ı ziyaret ediyordu. Mayıs 2011 tarihine geldiğimizde kullanıcı sayısı artarak %13’e ulaşmış. Bu arada düzenli ziyaretler de iki katına çıkarak %4 oranına gelmiş. İçinde bulunduğumuz yılın Şubat ayında toplam kullanım oranı %15’e yükselmiş ve günlük kullanım 2010’a nazaran 4 katına çıkarak %8 oranını yakalayabilmiş.
Twitter’ı kimler kullanıyor? Araştırmaya dahil olanlar doğrultusunda hazırlanan grafikte bu soru detaylı olarak cevaplanmış.
Aşağıdaki grafikte ise, yaş gruplarına göre toplam ve düzenli kullanım oranları paylaşılmış.
18-24 yaş arası, Kasım 2010’da %16. Şubat 2012’de ise bu oran %31’e çıkmış. En çok artış bu yaş grubunda görülmüş. Bu yaş grubunda aynı zamanda günlük/düzenli kullanım oranı da artış göstermiş. 2010 yılında %4 iken bu oran 2012’nin Şubat ayında 20’yi bularak 5 katı bir yükselme göstermiş. Diğer yaş gruplarının oranlarını grafikten gözlemleyebilirsiniz.
Kaynak:Sosyalmedya.co
İlgili Aramalar:twitter kullanım yaşı , twitter istatistikleri,twitter kullanımı,twitter kullanıcıları,twitter hakkında

Sponsorlar

konteyner ev prefabrik ev fiyatları Sosyal medya Sosyal medya

Son Yazılar

Son Yorumlar

Destekleyiciler

Çerezler

Bloggers - Meet Millions of Bloggers
Pekmez Gibi Blog - Sosyal Medya ve Seo Blogu: 1.06.2012 - 1.07.2012.
Hit Adam Site Analiz